SÖKE OVASINDA KIŞ YIKAMALARININ İŞLEVSELLİĞİ VE TOPRAKTAKİ TUZ DENGESİNE ETKİLERİ
Atila GİRGİN Süreyya BAŞ
ÖZET
Bu çalışmada; Söke Ovasında kış aylarında yapılan ve gelenekselleşen yıkamaların işlevselliği, taban suyuna ve toprak tuzluluğuna etkileri incelenmiştir. Araştırma; seçilen örnekleme noktalarından veri sağlamak amacı ile test çalışması olarak yürütülmüş, değişik uygulama dönemlerinde sağlanan verilerin değişimleri incelenerek yorumlanmıştır.Bu çalışma ile, yıkamaların işlevsel olduğu alanlar saptanarak sulama şebekesi lokasyon haritasında verilmiştir. Bu alanlarda gelenekselleşen yıkamalara devam edilmelidir. Bu uygulama, bitkilerin çıkış ve çinlenme dönemleri için gereksindikleri tuz azalışlarını ve uygun toprak koşullarını sağlamaktadır.
Anahtar Kelimeler: Söke Ovası, yıkamalar, tuz dengesi
ABSTRACT
This research was carried out as a land work to determine the effect of traditional “ winter leaching” applications on water table and soil salinity. In this study, some data were obtained before and after subsequent leaching applications and also were tried to interpret changing of values at different locations and periods. In this study, some areas which leaching is efective were determined and shown on the Irrigation Network Location Map of Söke Plain. As a result of this study, it can be report that leaching should continue because it has made decrease soil salinity especially at germination time of plant in this area.
Key Words: Söke plain, leaching, salt balance
GİRİŞ
Söke ovası; Ege bölgesinin tarımsal potansiyel açısından oldukça önemli, bu önemi nedeni ile de devletçe, tarımsal alt yapıya yönelik önemli yatırımların yapıldığı kısmende devam ettiği bir yöremizdir. Ovada sulama şebekesi büyük oranda tamamlanmıştır. Drenaj Şebekesi ise açık tahliyeler şeklinde tamamlanmış, ancak yöredeki bazı uygulamalar nedeni ilede kısmen işlevselliğini yitirmiş durumdadır. Yörede; gereksinilen dönemde yeterli ve kaliteli sulama suyu sağlanamaması, toprak tuzluluğu, yüksek taban suyu ve drenaj yetersizliği gibi bir dizi toprak ve su sorunları yaşanmakta, sorunların aşılmasına yönelik çalışmalarda sürdürülmektedir. Ovada tarımı yapılan ana ürün pamuktur. Bitkinin tuza duyarlı olduğu çıkış döneminde topraktaki tuzluluğu azaltmak için kış aylarında araziler yıkanmaktadır. Yörede “kış yıkamaları” olarak da adlandırılan bu uygulama adeta gelenekselleşmiştir.
Yıkama zamanının seçiminde iklimin etkisi önemlidir. Ilık iklim bölgelerinde yıkama tercihan sonbaharda, toprak donmadan önce yapılmalıdır. Sıcak iklimlerde yıkama kışında yapılabilir. Bu sayede buharlaşma kayıplarından tasarruf sağlanabilir. Her ne kadar yöntemin genel uygulamasına aykırı ise de toprak yüzeyinden tuz kabuklarının daha kolay atılması için suyun yüzeyden akıtılmasınada bazı koşullarda ve kısa süre için izin verilebilir (Özgül, 1974).
Kırda ve Nielsen (1976), sulama ve yıkama sırasında, suyun uygulama anından önceki toprak suyu miktarının tuzların yıkanmasında önemli etkiye sahip olabildiğini, belli miktarlardaki yıkama suyu uygulamasından önceki ilk toprak suyu miktarı ne kadar düşük ise toprak tuzunun o kadar derinlere yıkanıp suyla beraber yıkanabileceğini vurgulamaktadırlar.
Bu çalışma ile topraktaki tuz dengesi incelenmiş, yöredeki yağışların önemli bir kısmının kış aylarında olduğu gerçeğide dikkate alınarak, gerek yağışların topraktan tuz yıkanmasına etkileri, gerekse gelenekselleşen yıkamaların işlevselliği araştırılmıştır.
MATERYAL ve METOT
Materyal Söke ovası; Ege bölgesinin batı kesminde, Büyük Menderes nehir mansabının sağ sahilinde yer alır. 27°00’-27°40’ doğu boylamları ile 37°37’-37°50’ kuzey enlemleri arasındaki 35499 hektarlık bir alanı kaplar. Denizden yükseltisi 1.5-10.0 m.dir. Genel topoğrafik eğim % 0.0-0.5’dir (DSİ,1981). Akdeniz ikliminin etkisi altındadır. Yörede yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı geçer. Yıllık yağış toplamı 610 mm olup, en yağışlı aylar aralık ve ocak, en kurak aylar temmuz ve ağustos’dur. Yıllık buharlaşma toplamı 2363 mm, sıcaklık ortalaması 17.5 °C ve yıllık nisbi nem ortalaması % 63’dür. Yörede ilk don tarihi 24 Aralık, son don tarihi ise 26 şubat’dır (DMİ, 1995; DSİ, 1995).
Ova toprakları alüvyal karakterdedir. Alüvyon kalınlığı 15-50 m.dir. Ova topraklarının % 55’i ağır, % 33’ü orta % 10’u ise hafif bünyeli topraklardan oluşur. Kireç bakımından zengindirler (DSİ, 1981). Köy Hizmetleri İzmir-II projesi kapsamında yapılan etütlere göre etüt alanının % 66’sı (19400 ha) toprak tuzluluğu yönünden sorunsuz olup, % 16’sı (4550 ha) orta, % 18’i (5300 ha) ağır tuzluluk koşullarındadır (KHGM, 1991).
Metot
Araştırma; değişik örnekleme noktalarından deneysel veri sağlamak amacı ile test proje olarak yürütülmüştür. Ova’da değişik uygulama dönemlerinde sağlanan ölçüm verileri toprak tuzluluğu ve yıkama etkinliği yönünden aşağıda bildirilen ölçütlerledeğerlendirilmiştir.
Topraktaki çözünebilir tuzlar, alınan örneklerin saturasyon süzüğünün elektriki iletkenliğinin ölçülmesi ile (mmhos/cm-dS/m) bulunmuştur. Her test yerinde; 0-30, 30-60, 60-90, 90-120 cm toprak derinliklerinden üç yinelemeli olarak alınan toprak örneklerinin tuz değerlerine ait ortalamalar, değerlendirmelerde o test yeri için dönemsel veri olarak kullanılmıştır. İncelemeye alınan test noktalarında toprak katları ve toprak katları ortalama değerleri olarak saptanan tuzluluklar, 1993 sonbahar değerleri başlangıç kabul edilerek ve bu değerler baz alınarak, farklı uygulama dönemlerindeki başlangıça göre % değişimleri hesaplanmıştır.Sonbahardaki, kış yıkamaları öncesi ve yıkamalar sonrası değerler arasındaki % değişimlerden yıkama etkinlikleri araştırılmış, test bölgeleri için sonuçlar yorumlanmıştır.
Araştırma süresince alınan toprak ve su örneklerinin analizlerinde ABD Tuzluluk Laboratuvarınca kullanılan yöntemlerden yararlanılmıştır (Richards, 1954).
BULGULAR ve TARTIŞMA
Bu çalışmanın gerek temel toprak özellikleri ve toprak tuzluluğuna, gerekse tuz yıkamalarına yönelik verilerinin derlenmesi ve değerlendirilmesinde Girgin (1996)’daki çalışmadan büyük oranda yararlanılmış olup, adı geçen çalışmanın sonuçları baz alınmıştır. Kış yıkamaları olarak tanımlanan uygulama ova genelinde yapılmakta olup, incelemeye alınan test yerlerinden 1-3-5-8-13-14-15-25-26-28 ve 29 no’lu test noktaları sorunsuz, 23-24 ve 27 no’lu test noktaları tuzlu, 2-4-6-7-9-10-11-12-16-17-18-19-20-21 ve 22 no’lu test noktaları tuzlu sodyumlu toprak özelliğindedir. Test noktaları genel olarak orta ve ağır bünyelidir. Kireç kapsamları fazla, toprak reaksiyonları hafif ve orta kalevi’dir. Toprağın iyonik bileşimindeki hakim katyon sodyum, hakim anyon klor’dur. Yıkamaların hem işlevsel hemde gerekli olduğu saptanan bazı test yerlerine ait dönemsel toprak tuzluluklarının mutlak değerleri Çizelge 3.1’de verilmiştir. Yörenin tuzlu alanları için yıkamanın işlevselliğini ve topraktaki tuz hareketini kanıtlıyan ve yörenin bu tip topraklarındaki yıkamaları temsil özelliğinde olmak üzere 2 ve 17 no’lu test alanlarına ait değişik uygulama dönemlerindeki % tuz değişimleri Şekil 3.1’de, 17 no’lu test yeri için bu değişime ait iyon bileşimleri ise Şekil 3.2’de verilmiştir. Adı geçen arazilerde yıkamalar işlevseldir. Topraktaki tuz hareketi oldukça belirgindir. Gerek sulamalar ve gerekse düzeyi yüksek ve tuzlu taban suları nedeni ile sonbaharda topraklar tuzlanmakta, kış ve ilkbahar aylarında yıkamaların etkisi ile belirgin tuz azalışları sağlanmakta, dönem sonunda ise topraklar yeniden tuzlanmakta, bu kısır döngü devam etmektedir. Var olan uygulamanın özellikle sorun alanlardaki sonuçları bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Sağlanan bu veriler ışığında sorunlu test yerleri için bazı değerlendirmeler şöyledir. (2) no’lu test yerinde; tarımsal yetiştiriciliğin düşük üretkenliklede olsa sürdürülebilmesi için yıkamalar gereklidir ve mevcut koşullarda bir zorunluluktur. (9) no’lu test yerinde tarımsal üretkenliğin korunabilmesi için yıkamalar kısmen işlevsel ve var olan kullanım koşullarında bir zorunluluktur. 10) no’lu test yerinde tarımsal üretkenliğin korunabilmesi için yıkamalar hem işlevsel, hemde var olan kullanım koşullarında bir zorunluluktur. (11) no’lu test yerinde tarımsal üretkenliğin südürülebilmesi için yıkamalar hem işlevsel hemde bir zorunluluktur. (12) Tarımsal üretkenliğin sürdürülebilmesi için yıkamalar hem işlevsel hemde bir zorunluluktur. (16) no’lu test yerinde; ilk iki dönem verileri ekstrem değerler taşımakta olup, örnek hatası endişesi ile değerlendirmeden kaçınılmıştır. (17) ve (18) no’lu test yerlerinde; var olan koşullarda üretkenliğin sürdürülebilmesinde yıkamalar oldukça işlevsel ve gereklidir. (21) ve (22) no’lu test yerlerinde; 1994 yılında buğday tarımı yapıldığından, yıkama yapılmamıştır. Bu nedenle de çok belirgin tuzluluk artışları gözlenmektedir. Yıkamalar hem gerekli, hem de işlevseldir.
SONUÇ ve ÖNERİLER
Ovadaki toprak tuzluluğu, yıkamalar ve yıkama etkinliğini bir bütünsellik içinde irdelemek gerekirse; tarımsal alt yapının olmadığı önceki yıllara oranla bugün ana tahliye ve ikincil tahliyeler ve gelenekselleşen yıkamalarında katkısı ile ovanın büyük kısmında tuzluluk sorun olmaktan çıkmıştır.Ova topraklarının %66’sı (19400 ha) sorunsuz, % 16’sının (4550 ha) orta tuzlu olduğu, %18’nin (5300 ha) ise ağır tuzluluk koşullarının etkisi altında olduğu KHGM’de (1991) vurgulanmaktadır. Bu durum ova’da büyük bir tarımsal potansiyelin ifadesi olup, iklim ve toprak özellikleri itibariyle çoğu tarla bitkilerinin tarımı olanaklıdır. Tuzlu alanların (% 18-5300 ha) ana sorunu boşaltım yetersizliğidir. Bu alanlarda ıslah ekonomisi de düşünülerek, arazi iyileştirilmeleri yerine mevcut koşullara uygun bitki seçimi önemlidir ki yörenin ana tercihi olan pamuk yetiştiriciliği ile bu sorun zaten aşılmıştır. Bölgede tuz yıkamalarının işlevsel ve gerekli olduğu arazilerde, esasen bu arazilerdir. Ancak yıkama etkinliği açısından taban suyunun yükselmesini önlemek ve kontrol altında tutmak, drenaj alt yapısını iyileştirmek ve geliştirmek de gerekmektedir.
Ovada; gelenekseleşen uygulama ile tüm arazilerde yıkama yapılmakta olup, bu uygulama çoğu alan için gereksiz ve işlevsel olmaktan uzaktır, ayrıca da ovadaki yüksek taban suyununda başlıca nedenlerindendir. Ovada yıkamaların işlevsel olduğu araziler özellikle denize yakın alt kesimlerdeki arazilerdir. Bu alanlardaki yüksek toprak tuzluluğu nedeniyle kış yıkamalarına devam edilmelidir. Bu uygulama, toprakta gerçek bir tuz yıkaması sağlamıyor isede bitki yetiştiriciliği için gerekli olan ve tohumların çıkış ve çimlenme dönemlerinde gereksindiği tuz azalışlarını sağlamaktadır.
KAYNAKLAR
DMİ, 1995. Meteoroloji İl Müdürlüğü arşiv belgeleri (yayınlanmamış), Aydın.
DSİ, 1981. Çine-Menderes projesi Söke ovası ıslah ve sulaması detaylı arazi tasnif raporu. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Etüt-Plan Dairesi Başkanlığı, Ankara.
DSİ, 1995. 1994 su yılı Söke sulaması tabansuyu raporu. Devlet Su İşleri XXI.Bölge Müdürlüğü Arşiv Belgeleri (yayınlanmış), Aydın.
GİRGİN,A. 1996. Söke ovasında kış yıkamalarının taban suyuna ve topraktaki tuz dengesine etkileri.E.Ü.Fen Bilimleri Enstitüsü Tarımsal Yapılar ve Sulama Ana Bilim Dalı (Doktora tezi), İzmir.
KHGM, 1991. Drenaj ve tarla içi geliştirme hizmetleri İzmir-II proje raporu. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Sulama Dairesi Başkanlığı, Ankara.
KIRDA, C. ve NİELSEN, D.R. 1976. Toprak suyu ve tuzlarının sulama sırasında ve sulamayı takip eden zaman içerisindeki hareketleri. TOPRAKSU Genel Müdürlüğü teknik dergisi, sayı:57, Ankara.
ÖZGÜL, Ş. 1974. Tuzluluk ve sodiklik. Uluslararası Sulama ve Drenaj Komisyonu Türk Milli Komitesi, teknik rehber, 04.02.02, DSİ Genel Müdürlüğü, Ankara.
RICHARDS, L. A. 1954 Diagnosis and improvement of saline and alkali soils. U.S.Dep. of AGR. Handbook 60, USA.
Atila GİRGİN Süreyya BAŞ
ÖZET
Bu çalışmada; Söke Ovasında kış aylarında yapılan ve gelenekselleşen yıkamaların işlevselliği, taban suyuna ve toprak tuzluluğuna etkileri incelenmiştir. Araştırma; seçilen örnekleme noktalarından veri sağlamak amacı ile test çalışması olarak yürütülmüş, değişik uygulama dönemlerinde sağlanan verilerin değişimleri incelenerek yorumlanmıştır.Bu çalışma ile, yıkamaların işlevsel olduğu alanlar saptanarak sulama şebekesi lokasyon haritasında verilmiştir. Bu alanlarda gelenekselleşen yıkamalara devam edilmelidir. Bu uygulama, bitkilerin çıkış ve çinlenme dönemleri için gereksindikleri tuz azalışlarını ve uygun toprak koşullarını sağlamaktadır.
Anahtar Kelimeler: Söke Ovası, yıkamalar, tuz dengesi
ABSTRACT
This research was carried out as a land work to determine the effect of traditional “ winter leaching” applications on water table and soil salinity. In this study, some data were obtained before and after subsequent leaching applications and also were tried to interpret changing of values at different locations and periods. In this study, some areas which leaching is efective were determined and shown on the Irrigation Network Location Map of Söke Plain. As a result of this study, it can be report that leaching should continue because it has made decrease soil salinity especially at germination time of plant in this area.
Key Words: Söke plain, leaching, salt balance
GİRİŞ
Söke ovası; Ege bölgesinin tarımsal potansiyel açısından oldukça önemli, bu önemi nedeni ile de devletçe, tarımsal alt yapıya yönelik önemli yatırımların yapıldığı kısmende devam ettiği bir yöremizdir. Ovada sulama şebekesi büyük oranda tamamlanmıştır. Drenaj Şebekesi ise açık tahliyeler şeklinde tamamlanmış, ancak yöredeki bazı uygulamalar nedeni ilede kısmen işlevselliğini yitirmiş durumdadır. Yörede; gereksinilen dönemde yeterli ve kaliteli sulama suyu sağlanamaması, toprak tuzluluğu, yüksek taban suyu ve drenaj yetersizliği gibi bir dizi toprak ve su sorunları yaşanmakta, sorunların aşılmasına yönelik çalışmalarda sürdürülmektedir. Ovada tarımı yapılan ana ürün pamuktur. Bitkinin tuza duyarlı olduğu çıkış döneminde topraktaki tuzluluğu azaltmak için kış aylarında araziler yıkanmaktadır. Yörede “kış yıkamaları” olarak da adlandırılan bu uygulama adeta gelenekselleşmiştir.
Yıkama zamanının seçiminde iklimin etkisi önemlidir. Ilık iklim bölgelerinde yıkama tercihan sonbaharda, toprak donmadan önce yapılmalıdır. Sıcak iklimlerde yıkama kışında yapılabilir. Bu sayede buharlaşma kayıplarından tasarruf sağlanabilir. Her ne kadar yöntemin genel uygulamasına aykırı ise de toprak yüzeyinden tuz kabuklarının daha kolay atılması için suyun yüzeyden akıtılmasınada bazı koşullarda ve kısa süre için izin verilebilir (Özgül, 1974).
Kırda ve Nielsen (1976), sulama ve yıkama sırasında, suyun uygulama anından önceki toprak suyu miktarının tuzların yıkanmasında önemli etkiye sahip olabildiğini, belli miktarlardaki yıkama suyu uygulamasından önceki ilk toprak suyu miktarı ne kadar düşük ise toprak tuzunun o kadar derinlere yıkanıp suyla beraber yıkanabileceğini vurgulamaktadırlar.
Bu çalışma ile topraktaki tuz dengesi incelenmiş, yöredeki yağışların önemli bir kısmının kış aylarında olduğu gerçeğide dikkate alınarak, gerek yağışların topraktan tuz yıkanmasına etkileri, gerekse gelenekselleşen yıkamaların işlevselliği araştırılmıştır.
MATERYAL ve METOT
Materyal Söke ovası; Ege bölgesinin batı kesminde, Büyük Menderes nehir mansabının sağ sahilinde yer alır. 27°00’-27°40’ doğu boylamları ile 37°37’-37°50’ kuzey enlemleri arasındaki 35499 hektarlık bir alanı kaplar. Denizden yükseltisi 1.5-10.0 m.dir. Genel topoğrafik eğim % 0.0-0.5’dir (DSİ,1981). Akdeniz ikliminin etkisi altındadır. Yörede yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı geçer. Yıllık yağış toplamı 610 mm olup, en yağışlı aylar aralık ve ocak, en kurak aylar temmuz ve ağustos’dur. Yıllık buharlaşma toplamı 2363 mm, sıcaklık ortalaması 17.5 °C ve yıllık nisbi nem ortalaması % 63’dür. Yörede ilk don tarihi 24 Aralık, son don tarihi ise 26 şubat’dır (DMİ, 1995; DSİ, 1995).
Ova toprakları alüvyal karakterdedir. Alüvyon kalınlığı 15-50 m.dir. Ova topraklarının % 55’i ağır, % 33’ü orta % 10’u ise hafif bünyeli topraklardan oluşur. Kireç bakımından zengindirler (DSİ, 1981). Köy Hizmetleri İzmir-II projesi kapsamında yapılan etütlere göre etüt alanının % 66’sı (19400 ha) toprak tuzluluğu yönünden sorunsuz olup, % 16’sı (4550 ha) orta, % 18’i (5300 ha) ağır tuzluluk koşullarındadır (KHGM, 1991).
Metot
Araştırma; değişik örnekleme noktalarından deneysel veri sağlamak amacı ile test proje olarak yürütülmüştür. Ova’da değişik uygulama dönemlerinde sağlanan ölçüm verileri toprak tuzluluğu ve yıkama etkinliği yönünden aşağıda bildirilen ölçütlerledeğerlendirilmiştir.
Topraktaki çözünebilir tuzlar, alınan örneklerin saturasyon süzüğünün elektriki iletkenliğinin ölçülmesi ile (mmhos/cm-dS/m) bulunmuştur. Her test yerinde; 0-30, 30-60, 60-90, 90-120 cm toprak derinliklerinden üç yinelemeli olarak alınan toprak örneklerinin tuz değerlerine ait ortalamalar, değerlendirmelerde o test yeri için dönemsel veri olarak kullanılmıştır. İncelemeye alınan test noktalarında toprak katları ve toprak katları ortalama değerleri olarak saptanan tuzluluklar, 1993 sonbahar değerleri başlangıç kabul edilerek ve bu değerler baz alınarak, farklı uygulama dönemlerindeki başlangıça göre % değişimleri hesaplanmıştır.Sonbahardaki, kış yıkamaları öncesi ve yıkamalar sonrası değerler arasındaki % değişimlerden yıkama etkinlikleri araştırılmış, test bölgeleri için sonuçlar yorumlanmıştır.
Araştırma süresince alınan toprak ve su örneklerinin analizlerinde ABD Tuzluluk Laboratuvarınca kullanılan yöntemlerden yararlanılmıştır (Richards, 1954).
BULGULAR ve TARTIŞMA
Bu çalışmanın gerek temel toprak özellikleri ve toprak tuzluluğuna, gerekse tuz yıkamalarına yönelik verilerinin derlenmesi ve değerlendirilmesinde Girgin (1996)’daki çalışmadan büyük oranda yararlanılmış olup, adı geçen çalışmanın sonuçları baz alınmıştır. Kış yıkamaları olarak tanımlanan uygulama ova genelinde yapılmakta olup, incelemeye alınan test yerlerinden 1-3-5-8-13-14-15-25-26-28 ve 29 no’lu test noktaları sorunsuz, 23-24 ve 27 no’lu test noktaları tuzlu, 2-4-6-7-9-10-11-12-16-17-18-19-20-21 ve 22 no’lu test noktaları tuzlu sodyumlu toprak özelliğindedir. Test noktaları genel olarak orta ve ağır bünyelidir. Kireç kapsamları fazla, toprak reaksiyonları hafif ve orta kalevi’dir. Toprağın iyonik bileşimindeki hakim katyon sodyum, hakim anyon klor’dur. Yıkamaların hem işlevsel hemde gerekli olduğu saptanan bazı test yerlerine ait dönemsel toprak tuzluluklarının mutlak değerleri Çizelge 3.1’de verilmiştir. Yörenin tuzlu alanları için yıkamanın işlevselliğini ve topraktaki tuz hareketini kanıtlıyan ve yörenin bu tip topraklarındaki yıkamaları temsil özelliğinde olmak üzere 2 ve 17 no’lu test alanlarına ait değişik uygulama dönemlerindeki % tuz değişimleri Şekil 3.1’de, 17 no’lu test yeri için bu değişime ait iyon bileşimleri ise Şekil 3.2’de verilmiştir. Adı geçen arazilerde yıkamalar işlevseldir. Topraktaki tuz hareketi oldukça belirgindir. Gerek sulamalar ve gerekse düzeyi yüksek ve tuzlu taban suları nedeni ile sonbaharda topraklar tuzlanmakta, kış ve ilkbahar aylarında yıkamaların etkisi ile belirgin tuz azalışları sağlanmakta, dönem sonunda ise topraklar yeniden tuzlanmakta, bu kısır döngü devam etmektedir. Var olan uygulamanın özellikle sorun alanlardaki sonuçları bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Sağlanan bu veriler ışığında sorunlu test yerleri için bazı değerlendirmeler şöyledir. (2) no’lu test yerinde; tarımsal yetiştiriciliğin düşük üretkenliklede olsa sürdürülebilmesi için yıkamalar gereklidir ve mevcut koşullarda bir zorunluluktur. (9) no’lu test yerinde tarımsal üretkenliğin korunabilmesi için yıkamalar kısmen işlevsel ve var olan kullanım koşullarında bir zorunluluktur. 10) no’lu test yerinde tarımsal üretkenliğin korunabilmesi için yıkamalar hem işlevsel, hemde var olan kullanım koşullarında bir zorunluluktur. (11) no’lu test yerinde tarımsal üretkenliğin südürülebilmesi için yıkamalar hem işlevsel hemde bir zorunluluktur. (12) Tarımsal üretkenliğin sürdürülebilmesi için yıkamalar hem işlevsel hemde bir zorunluluktur. (16) no’lu test yerinde; ilk iki dönem verileri ekstrem değerler taşımakta olup, örnek hatası endişesi ile değerlendirmeden kaçınılmıştır. (17) ve (18) no’lu test yerlerinde; var olan koşullarda üretkenliğin sürdürülebilmesinde yıkamalar oldukça işlevsel ve gereklidir. (21) ve (22) no’lu test yerlerinde; 1994 yılında buğday tarımı yapıldığından, yıkama yapılmamıştır. Bu nedenle de çok belirgin tuzluluk artışları gözlenmektedir. Yıkamalar hem gerekli, hem de işlevseldir.
SONUÇ ve ÖNERİLER
Ovadaki toprak tuzluluğu, yıkamalar ve yıkama etkinliğini bir bütünsellik içinde irdelemek gerekirse; tarımsal alt yapının olmadığı önceki yıllara oranla bugün ana tahliye ve ikincil tahliyeler ve gelenekselleşen yıkamalarında katkısı ile ovanın büyük kısmında tuzluluk sorun olmaktan çıkmıştır.Ova topraklarının %66’sı (19400 ha) sorunsuz, % 16’sının (4550 ha) orta tuzlu olduğu, %18’nin (5300 ha) ise ağır tuzluluk koşullarının etkisi altında olduğu KHGM’de (1991) vurgulanmaktadır. Bu durum ova’da büyük bir tarımsal potansiyelin ifadesi olup, iklim ve toprak özellikleri itibariyle çoğu tarla bitkilerinin tarımı olanaklıdır. Tuzlu alanların (% 18-5300 ha) ana sorunu boşaltım yetersizliğidir. Bu alanlarda ıslah ekonomisi de düşünülerek, arazi iyileştirilmeleri yerine mevcut koşullara uygun bitki seçimi önemlidir ki yörenin ana tercihi olan pamuk yetiştiriciliği ile bu sorun zaten aşılmıştır. Bölgede tuz yıkamalarının işlevsel ve gerekli olduğu arazilerde, esasen bu arazilerdir. Ancak yıkama etkinliği açısından taban suyunun yükselmesini önlemek ve kontrol altında tutmak, drenaj alt yapısını iyileştirmek ve geliştirmek de gerekmektedir.
Ovada; gelenekseleşen uygulama ile tüm arazilerde yıkama yapılmakta olup, bu uygulama çoğu alan için gereksiz ve işlevsel olmaktan uzaktır, ayrıca da ovadaki yüksek taban suyununda başlıca nedenlerindendir. Ovada yıkamaların işlevsel olduğu araziler özellikle denize yakın alt kesimlerdeki arazilerdir. Bu alanlardaki yüksek toprak tuzluluğu nedeniyle kış yıkamalarına devam edilmelidir. Bu uygulama, toprakta gerçek bir tuz yıkaması sağlamıyor isede bitki yetiştiriciliği için gerekli olan ve tohumların çıkış ve çimlenme dönemlerinde gereksindiği tuz azalışlarını sağlamaktadır.
KAYNAKLAR
DMİ, 1995. Meteoroloji İl Müdürlüğü arşiv belgeleri (yayınlanmamış), Aydın.
DSİ, 1981. Çine-Menderes projesi Söke ovası ıslah ve sulaması detaylı arazi tasnif raporu. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Etüt-Plan Dairesi Başkanlığı, Ankara.
DSİ, 1995. 1994 su yılı Söke sulaması tabansuyu raporu. Devlet Su İşleri XXI.Bölge Müdürlüğü Arşiv Belgeleri (yayınlanmış), Aydın.
GİRGİN,A. 1996. Söke ovasında kış yıkamalarının taban suyuna ve topraktaki tuz dengesine etkileri.E.Ü.Fen Bilimleri Enstitüsü Tarımsal Yapılar ve Sulama Ana Bilim Dalı (Doktora tezi), İzmir.
KHGM, 1991. Drenaj ve tarla içi geliştirme hizmetleri İzmir-II proje raporu. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Sulama Dairesi Başkanlığı, Ankara.
KIRDA, C. ve NİELSEN, D.R. 1976. Toprak suyu ve tuzlarının sulama sırasında ve sulamayı takip eden zaman içerisindeki hareketleri. TOPRAKSU Genel Müdürlüğü teknik dergisi, sayı:57, Ankara.
ÖZGÜL, Ş. 1974. Tuzluluk ve sodiklik. Uluslararası Sulama ve Drenaj Komisyonu Türk Milli Komitesi, teknik rehber, 04.02.02, DSİ Genel Müdürlüğü, Ankara.
RICHARDS, L. A. 1954 Diagnosis and improvement of saline and alkali soils. U.S.Dep. of AGR. Handbook 60, USA.
Çizelge 3.1 Yıkamaların İşlevsel Olduğu Bazı Test Yerlerine ait Toprakların Değişik Uygulama Dönemlerinde Farklı Toprak Derinliklerinde Tuz Değerleri
(BÖ) Başlangıç Değerleri, (YŞeÖ) Yıkamalar Öncesi Değerleri, (YS) Yıkamalar Sonrası Değerleri, (DS) Dönem Sonu Değerleri
· Buğday ekili olduğundan 1994 yılında yıkama yapılmamıştır.
· Buğday ekili olduğundan 1994 yılında yıkama yapılmamıştır.
Şekil 3.2 17 No'lu test yerinin değişik uygulama dönemlerindeki tuz değişimlerine ait iyon bileşimleri